Tarihçe

58 English

Karagöz TÜRKLERİN gölge oyunudur. Bu oyunun, Türklerde orta Asya’daki yaşamlarına kadar uzanan bir geçmişi vardır. Gölge oyunumuza kendi adını verdirebilen Karagöz’ün, en çok sözü edilen söylentilerine göre; Osmanlı Sultanı Orhan Gazi, Bursa şehrini fethetmiş ve kendi adına bir caminin yapılmasını istemiştir. Gereken işçiler ve malzemeler temin edilmiş ve cami inşaatı başlamıştır. Bu inşaatta Karagöz demirci ustası, Hacivat ise duvarcı ustası olarak çalışmaktadır. Bu iki arkadaşın aralarında geçen eğlendirici ve komik konuşmaları onları dinleyen inşaatın diğer işçilerinin büyük ilgisini çeker ve bunları dinlemek için işlerini bırakırlar. Böylece caminin bitirilmesi gecikir. Sultan bunu duyar. Karagöz ve Hacivat‘a uyarıda bulunur. İki arkadaş, bir süre bu uyarıya uyarlarsa da sonradan daha fazla dayanamazlar ve önceki gibi söyleşmelerine devam ederler. Kendilerini dinleye işçilerde iş yapamaz olur ve bu nedenle işler yine aksar. Bu kez sultan çok sinirlenir. İşlerin aksamasını neden olan bu kişilerin idam edilmelerini emreder. Daha sonra caminin yapımı hızla tamamlanır. Sultanın istediği olmuştur. Ancak Karagöz ve Hacivat’ın idam edilmelerine üzülmüştür. Sultanın bu üzüntüsünü duymayan kalmamıştır. Hacivat ve Karagöz‘ün arkadaşı olan Şeyh Küşteri başındaki beyaz sarık bezini dört ucundan gererek bir yere tutturur ve arkasından aydınlatmayı sağlayan meşaleyi yakar. Deri çetik papuçlarından yaptığı Karagöz ve Hacivat figürlerini tahta sopalara iliştirilerek perdeye yaslar ve onları hareketlendirir. Karagöz ve Hacivat gibi konuşarak bir oyun yapar. Bu oyun Sultanın hoşuna gider. Karagöz ve Hacivat ölmüşlerdir ama bu gölge oyunu sayesinde sonsuza kadar yaşamaları mümkün olacaktır. Sultan, Şeyh Küşteri’yi ödüllendirir ve bu oyunun yaşatılması için emirler verir. O günden beri Karagöz, Türk gölge oyunu olarak yaşamaktadır. Karagöz oyunları insanları eğlendirip güldürmesi yanı sıra çok da düşündürür…